Emir, ben evlendiğimde henüz bebek sayılırdı. Gördüğü ilk gelin bendim. Sevimli ve oldukça hareketliydi. Şimdi kocaman delikanlı olmak üzere. Onun pastasını hazırlamak bu yıl bana kısmet oldu. Ferda Abla pasta için haber verdiğinde kutlamaya 3 gün kalmıştı. Aslında hazırlıklar için en az bir hafta gerekiyor. Nasıl yapsam?, Yetişir mi?, Yapabilir miyim?... diye düşünürken pastayı biraz görselle doldurarak hazırlamak aklıma geldi. Vee riskli bir 3 güne giriş yaptım. Aralıksız kek, krema, sıvama, kaplama ile 3 günü dolu dolu geçirdim :D Emir'in isteği üzerine Spiderman'i bize çağırdım :D
Her şey, ani ve kısa sürede olduğu için Spiderman'ın modelini yapamadım, hızlı yöntemler kullandım. Biraz fotoroman tadında bir pasta elde ettim. Sonuçta sevdiğim bir pasta oldu. Bir pasta üzerine el boyaması tuval nasıl olurmuş onu gördüm. Ve ben her şartta eğlendim ;)
Gökyüzü deyip geçmeyin. Gıda boyaları ile kaç kat fırça darbesi var sormayın! ;) İstediğim puslu, esrarengiz ve akşam izlenimi verecek bir gökyüzü oluşturmak için renkleri oldukça harmanladım. Kademe kademe koyu hale getirdim. Gerçekten gündüzden gece elde ettim;). Önce gündüz oldu, sonra gökyüzü kızardı ve yukarıdan aşağı gece bastırdı...
Tabi ki geceleri yardıma koşan kahraman için doğru geceyi boyadım. Sonra binaları kondurdum. Bina silüetlerini görebilmek için zifiri karanlık olmamalıydı. Dediğim gibi doğru gece tonunu bulmak gerekti. Tonlama yaptıktan sonra eklediğim tek boyut silüetler, fotoroman tadını katmış oldu. Spiderman'i de tek boyutta baskı aldım. Altına kalınlaştırmak için şeker hamuru ekledim. Kabarık olarak, ön plana çıkardım. Sonra düşündüm durdum "Neden Spirdeman hiç İstanbul'u kurtarmıyor?" Üstelik 3 günde pasta yetiştirmek için feci yardıma ihtiyacım var. Vee böylece İstanbul silüeti de pasta da yerini aldı. Spirderman İstanbul'a geldi.
İyi ki doğdun Emir!