31 Ocak 2015 Cumartesi

Natural Turkey_Fotoğraf Makinesi Pasta


Objektifin arkasından hayata bakmak,
hayatın en anlamlı dakikalarını elemek gibidir. Kimine gerçek olmayan bir dünya da gezmek gibi gelir. Kimine ise gerçek olanları özel hale getirmektir. 
Ben her açıdan farkındalık yarabilmek diye düşünmüşümdür. Gerçek göz ile bakarken yaşamın akışında bir çok anı kaçırırız. Ama resim çekmek istediğimizde her anı en ince ayrıntısına kadar inceleriz ki en harika fotoğrafı çekebilelim. Böylece gerçek karelerin her dakikasını yaşamış oluruz. Anları kaçırmayız. Bakış açımızı her yönden deneriz ve farklı bir görüşümüz olur.
Tam da bahsettiğim şey, Fark etmek! Kişiyi, acıyı, rengi, toprağı, binayı, yalnızlığı, kalabalıklığı... Her anı fark etmek o kareyi yakalamak için uğraşırken olur. Yani fotoğraf çekmek, öyle denildiği gibi teknolojinin soğuk mercekleri arkasından bakmak değil aslında. Hayata bakmanı sağlayacak minik bir durak. Hatta ufak bir kağıt parçasında yaşayan duygu seli...
Ben fotoğraflara bakmayı da, fotoğraf çekmeyi de çok seviyorum. Hatta düzenli olarak eski fotoğraflarıma bakarım. Ara ara hayatımın monotonluğu, zorluğu ile şikayet ettiğimde fotoğraflara bakarım. "Vaay neler yaşamışım, nerelere gitmişim,..." diyerek gerçek hayatımın nasıl olduğunu anlarım. Çünkü insan psikolojisi hayatını anlık ifade etmeye programlanmış gibi. :)


Uzun zamandır fotoğraflarla minik çapımda ilgilendim ama hiç profesyonel devam etmedim. Ama güzel çekilmiş, farklı gözlerin resimlerine bakmaya takip etmeye devam ettim. Resimlerini takip ettiğim bir çok kişi veya grup var. İşte bu gruplardan biri de Natural Turkey. Yeni olmalarına rağmen fotoğrafla yatıp fotoğrafla kalkıyorlar:D Bazıları eskiden beri arkadaşım. Beraberce fotoğraflara çoklu objektif oluyorlar. İyi de yapıyorlar. 


Uzun zamandır onlar için bu pastayı yapmayı planlıyordum. Fotoğraf makinesi konulu pasta ilk kez yaptığım bir örnek değil ama kendisi pasta olan ilk fotoğraf makinem :D Önce ki yaptığım şeker hamuru da olsa içi maket bir pastaydı. O yüzden bu sefer de çok çok hoşuma giderek hazırladım. Alt yapısı ve katmanları kek olan bir makine hazırlamak okulda ki maket derslerimizi hatırlattı. Ahşaptan hazırlanan katmanlar yerine daha narin elle bile oyulan kek ile hazırlamak farklı da olsa beni eskilere götürdü. İlk aşamalarda bu ne olacak ki dedirten sonrasında bir anda şeklini alan bir pasta. Aslında ilk görüntüsüyle beni korkutan bir pasta bile diyebilirim. Figür yapmak gibi yap boz bir daha yap diyemezsiniz. Alt yapı sağlam ve doğru olmalı ;)


Aslında en güzeli de bittiğinde fotoğraf makinesinin fotoğraflarını hakkı ile çekebilmek... Pastayı yaşayan bir fotoğraf makinesi gibi göstermek... İşte bunu becerebildim mi bilemiyorum. 



Birlikteliğiniz uzun yıllar sürsün Natural Turkey. Güzel fotoğraflarınızı takip etmekteyim ;)

26 Ocak 2015 Pazartesi

Angry Birds_Star Wars Kuzey'in Pastası


Uzayda yine savaşlar sürüyor. Bir çok uygarlık yıldızların üzerinde ışın kılıçlarını çakmaya devam ediyor :) Askerler hazır. Sapan, taş, ışın kılıçları ile başka bir yıldızdan gelecekleri bekliyorlar...


Evet, bir erkek çocuğu olduğu zaman adrenalin ve biraz savaş kokan işler yapmamak imkansız. 
Gerçi bir kadın olarak çocukluğumdan beri tek zevk aldığım oyun ve filmler hep bu savaş kokanlar oldu. Aslında savaşa en çok karşı olan ve de olsa korkacak olan insanların başında gelirim ama sadece filmlerde izleyip sonunda iyilerin kazanması hep hoşuma gitmiştir :D Belki de savaş filmleri bile olsa sonunda iyilerin kazanması gerçek dünyaya göre daha adil görünüyor bana.
O yüzden bir prenses pastası yapmak yerine bu çılgın kızgın ve savaşçı Angry Birds karakterleri modellemek her seferinde zevk veriyor bana.
Yalnız bir insanın kendi modellerinin bile aynısını tekrar yapması zormuş onu da tekrar yaparken fark etmedim değil. Daha çok uğraştım, daha çok stres oldum ;). En az bir önce ki kadar benzemeli ve güzel olmalıydı. Yani daha çok kasmak gerekiyordu. Belki bir kaç sefer daha yapsam el alışkanlığı gelir :DD


Sevgili Kuzey, Bu pastayı yaparken senin kadar heyecanlandım. Ve pastanın resmini gönderdiğimde, reme bakıp "pastam da çok güzelmiş" dediğini öğrenmekten büyük mutluluk duydum. Çünkü en güzel ve en gerçekçi eleştiriyi her zaman henüz büyümemiş çocuklar veriyorlar ;) . Beğenisini de Sevgili Başak'ın tepkisi ve gönderdiği fotoğraflardan görebildim. Başak, yeğenini gerçekten çok seviyor. 
Sanırım pasta yemediğim halde pasta yapmayı sevmemin en önemli nedeni, çevremde tanıdıklarımın hayallerini az da olsa hayata geçiriyor olmak ;)



Bu fotoğrafı da internette rastlantı buldum aslında. Kutlama yapılan yerin reklamlarında vardı. Çok sevdim. Çok çok güzel bir gün olmuştur umarım. 
İyi ki doğdun Kuzey... 

25 Ocak 2015 Pazar

Hoş geldin Berk Bebek Kurabiyesi


Eliz'ciğim anne olmuştu ama teyze olmayı da Berk sayesinde tatmış oldu. Yeni dünyaya gelen Berk teyzesinin bir tanesi. Eliz, kurabiyelerin hayalini kurduğunda henüz Berk bebeğin cinsiyeti bile belli değildi. Heyecanlı bir teyze olarak bir çok kurabiye çeşidi baktığından eminim ;)
Her seferinde "Merak etme Eliz'ciğim ben halledeceğim dediğimi hatırlıyorum ;) Umarım hepsinin içine siner bu kurabiyeler. 



Ben henüz Berk bebekle tanışamadım ama bütün bebekler gibi çok tatlı olduğuna eminim. İyi ki doğmuş ve ailesine mutluluk getirmiş Berk bebek. 
Aslında Eliz'in istediği kurabiyelerden daha önce Ata'ya hazırlamıştım. Sadece onları hazırlamamı istemişti ama bu kadar heyecanlı bir teyzeye farklı bir çeşitle sürpriz yapmak istedim. Bereli Berk Bebek fikri  o zaman aklıma geldi. Kış bebeği Berk üşümesin istedim :D

Severek hazırladığım bir çok Berk Bebek ;)



Uyu uyu, büyü güzel bebek. Ailen ve sana sağlıklı güzel ömürler...

24 Ocak 2015 Cumartesi

Prenses Dora Pastası ve Şatosu...


Dora'yı tanımayan kız çocuğu neredeyse yoktur. Çizgi film izletmek konusunda elbette övücü olmayacağım ama Dora çizgi filmler arasında en öğretici olanı. İzletmekten kurtulamayan anneler için en azından Dora var :D
Ama tam anaokulu yaşlarında kızların yaşamayı atlamadığı bir kavram daha var. Barbie veya prenses... Kesinlikle başıma gelmez diye düşündüğüm halde okul ile beraber prenseslik duygusunu biz de yaşadık. Üstelik barbienin ne olduğunu bilmeden barbie hastası olduk. 
Bu yaş gurubu çocuklar birbirlerini taklit ederek kimlik kazanıyorlar. Sevdiği, sevmediği arkadaşları ile kızlar bunu sever bunu giyer diye birbirlerini ayırabiliyorlar. Sanırım cinsiyet kavramlarının oturduğu yaşlarda hepsinin başından geçiyor. Kızımın en sevdiği rengin mavi ve en sevdiği oyuncağın araba olması beni "barbicilik oyununu" oynamayacağım için mutlu etmişti. Ama bu döngüden kaçamadım ve artık o kadar da takılmıyorum. Bu onun kendi seçeceği kimlikler için alternatif kazanmasını sağlıyor. 


Aslında bu durumdan kızlarım diye bahsetmeliydim :). Çünkü süt kızım bir yıl geriden de gelse aynı zamanı ve durumları yaşıyor. Bu yıl Doğa'cığım da prenses barbie hayranlığına kapılmış. Ama henüz kafasında ufak tercih sorunu var. Yani geçiş döneminde :D Pastasının neyli olduğunu sorduğumda Dora ve prensesli olsun istedi. Tabi ki Dora'yı mı sevmeli yoksa prenses mi olmalı karar vermediği dönemde :D Ben bu duruma çok eğlendim ama pastaya da müdahale etmeden duramadım :D
Ufak bir hile ile pastanın konusunu netleştirdim;)
Doğa: Pastadaaa eee Dora olsun Dora ama bir de Prenses barbie olsun. Bir de kocaman eteği olsun.... (uzayan konu karasızlığı:D)
Süt anne: Doğa'cım bence Dora ve prenses aynı pastada çok sıkışırlar. Etekleri birbirine çarpar. Acaba onun yerine Dora'yı prenses yapsak nasıl olur? Güzel fikir değil mi?
Doğa: hıhıııııı evet, şey kocaman eteği olsun ama. 
Sonuçta konuya şekil verdim. Kafası biraz karıştı biliyorum ama konuda fena sayılmaz bence :D
Gerçi ben Zilan'a bunu söylediğimde Dora, bir bölümünde prenses oluyormuş. Yani prenses Dora varmış gerçekte. Bilmiyordum Dora kavramına biraz uzak gelmişti prenseslik ama sanırım senaristler kavram karmaşasında ki çocuklara hitap etmenin yolunu denemişler :D


Sonuçta uzun aylardan sonra konuyu netleştirip kuzucuğa pastasını hazırladım. Üstelik bu sefer maket pasta oldu. Uzun süreli vitrinlik ;) Pastayı ilk gördüğünde yeme dürtüsü oldukça fazlaydı ama daha sonra pastanın hep onda kalacağını duyunca bırakın yemeği çevredeki tehlike gördüğü çocuklardan bile korudu ;) 
Çok güzel ve kalabalık bir kutlama oldu. Tam prensesler ve prenslerle dolu bir gündü. Pasta için uzun zaman önce söz vermiştim. Bu günü iple çekiyordum. Prenses Dora; bu konuyu gerçekten sevdim;)


Güzel kızım nice güzel yaşlar diliyorum. Seviliyorsun.

16 Ocak 2015 Cuma

Avukata kurabiye


Adalet, ne güzel bir isim. Dünyanın tek çözemediği sorun. Hani isminin güzelliği gibi gelse dünyaya ve yayılsa her yere, göz yaşları çoğu kez mutluluktan akar. Nesiller boyu akıl almaz icatlar, gelişmeler göstermiş insanoğlu. Tek bir problemi çözememiş. Binlerce yıldır kanlı, kansız yol aramış ama bir onu görememiş. Çok basit ve güzel olan ama bir türlü yol alınmayan ADALET. 


Henüz dünyaya gelemese de benim kurabiyelere uğradı adalet. 
Sevgili Özden'in yeni ofisine ziyaret ederken ne almam gerektiğine bir türlü karar veremedim. Hem kardeşe hem bir avukata ne alınırdı ki? Üstelik eski ofisine ziyarete gidememenin verdiği utancı da hafiften hissediyorken!... :) 
Biraz özel olsun istedim. Son akşam aklıma el emeği kurabiyeler yapmak geldi. Üstelik o kadar kişiye pasta kurabiye yaparken ailemden birilerini hep unuttuğum fark ettim :) Akşamın geç saatinde kolları sıvadım. Bir avukata nasıl kurabiyeler hazırlanır diye düşüne düşüne bir seri olmuştu bile. Bittiklerinde eşim bile heyecanlandı. Küçük siyah bir kutuda kurabiyeleri bir sonra ki gün avukat ofisine götürdüm. Sanırım benim bile aklıma zor gelen bu sürpriz Özden'in de aklına gelmemişti. Görünce çok güzel tepkiler verdi. Hatta her gün fotoğrafları paylaşmamı heyecanla hatırlattı. Onu kıramadım çok bekletmeden paylaştım. Bilirsiniz genelde pasta yapmakta fotoğraf paylaşmaktan daha hızlıyım :D


Unutmadan söyleyeceğim bir şey daha var. O kadar çok kurabiye hazırladım ama şeker hamuru kaplayıp süslediğim hiç bir kurabiyeyi yemediğimi fark ettim. İlk kez bu ofiste eltimin kahvesini içerek bir tane yedim. Çok lezzetli olduğunu fark ettim. :)

Ofisin hayırlı olsun kardeşim.

3 Ocak 2015 Cumartesi

Sevimli Hayvanlar Kurabiyede


Bizim minik maymunu hatırlarsınız. Yaramaz ve okyanusta yalnız cezalandırılan :) Onu o kadar yalnız bırakmaya dayanamadım ve kurabiye arkadaşlarını hazırladım :D Şimdi yalnız değil ve de mutlu...
Bu kurabiyeleri gözüm kapalı yapacak durumu geldim dersem mi acaba...
O kadar çok beraberiz ki onlarla. Üstelik bu güzel arkadaşlara her seferinde birisi ekleniyor. Çok çok seviyorum her birini. Kurabiyelere hayat veriyorlar. Her biri paylaşmaktan sıkılmayacağım mutfağımın dostları. 
Durum böyle olunca her seferinde sohbet ederek hazırlıyorum onları. Gerçekten mis kokuyorlar. Şekeri ve tatlıyı sevmeyen biri olarak koklamaya doyamıyorum ve bir gün hapur hupur yemekten endişe duyuyorum.
Tabi ki "ama bize yediriyorsun" diyebilirsiniz. Ama bu sizin için yılda bir kaç özel gün ile sınırlı oluyor. O kadarını ben de yiyorum.Bir düşünün; her yaptığınız kurabiye ve şeker hamurlarından her seferinde bir, iki tane yemeğe kalksanız :S 
Bu yüzden düşünmeden hemen ilgimi dağıtmalıyım. Mis kokulara karnım tok diyebilmeliyim. Yani işim bu durumda çoook zorlaşıyor ;)


Aileye katılan minik tavşan kardeş...


Sevimli Hayvanlar Pastası


Bir varmış bir yokmuş pastaya meraklı bir annenin minik mutfağında şekillenen bir maymuncuk varmış. Öyle yaramaz öyle yaramazmış ki pastacının bütün muzlarını yemiş. Pastacı onunla bir anlaşma yapmış. Maymun çok mahcupmuş ve şartları kabul etmiş. Pastacının şartı  ne miymiş? :)
Tabi ki maymunun,  pastanın üzerine hazırlayacağı figüre mankenlik etmesiymiş. O minik maymun uzun bir süre kıpırdamadan durmuş ve pastacı mutlu mesut figürünü hazırlamış...



Biraz masal biraz gerçek, beni bu fantastik pastalara hayran bırakan büyük neden !
Bir ilk değil belki ama her seferinde zevkle yaptığım en güzel konulardan biri,hayvanlar. Çocuk pastalarına en çok yakışan figürler. Gözleri, elleri her karakteristik özellikleri, duygu yüklemeye uygun. Aynı hayvanı canlandırsanız bile farklı hikaye yükleyebilirsiniz sınırsız hayvanlar alemine....
Mesela, geçen sefer ki hayvan konseptli pastada maymun ve aslan olmasına rağmen bu sefer hayvanlar, çok daha farklı bir dünyanın içindeler. Ormana yakın bir çiftlik ve civarında yerlerini alıyorlar. O yüzden arkadaşları biraz daha minik ve şirinler :) Gerçekten minikler. Civciv, fare, tavşan, tavuk minik arkadaşlar olsalarda koca bir çiftliğin vazgeçilmezleri olarak pastada yerlerini alıyorlar. Her birini ekledikçe masal kitaplarından sahneleri hatırlatıyorlar bana. Bu pastada böylece bitiyor sonunda.

Ah Maymuna ne mi oldu? Okyanusta bir gece yalnız kalacak gibi duruyor.

Henüz hayvanların yerlerini almadığı sahne.

İyi ki doğdun Kaan...

2 Ocak 2015 Cuma

#KortiMüge Nişan Pastası


Yeni başlangıçlara atılmak demet demet güllerle... Şeker kokuları içinde; hayatın, karşılıklı sözlerin halkalarını takmak parmaklara... Şekerden gül kokusu sarmış mekanda, sevgililerle güzel bir geleceğe atılmak...
Çok yakıştı canım dostlarıma.


Sevgili Koray ve Müge, ne iyi ettiniz de beni bu büyülü gününüze dahil ettiniz. İçim kıpır kıpır bekledim büyük günü. Benden yardım istediğiniz ilk günden beri zamanım durdu. Tarih ve gün algım; çiçekleri hazırladığım günler, hazırlayacağım günler, hazırladığım anlar olarak değişti. Gerisi haftalardan günlerden eksildi. Hem çok zor hem de çok gurur verici bir işe koyuldum.


Her pastaya ayrı özeniyorum ama ilk kez bu kadar korktuğumu biliyorum. Hiç alışık olmadığım bir tarzı her şeyi ile yapabilmek beni heyecanlandırdığı kadar korkuttu da.
Açık, kaplanmamış bir pasta, üzerinde harika güller, hiç biri karikatürsel figür yapmaya benzemiyordu. Kibar, ince, narin olmalıydı her şey. Bu da sanki benim yapıma biraz tersti;) Hiç bakımlı ve narin olamadım ben. Hep, karikatür tadında yaşadım hayatı. 
Hani bir an gaza gelirsin ve evet dersin ya. İşte öyle bir evetle yapabilirim bu pastayı harika da olur dedim. Müge'nin bana güveni ve sesinde verdiği gaz beni etkiledi sanırım. Ama anım geçtiğinde gözlerimi bir açtım ki kendime şaşarak buldum kendimi :) " Aman Allah'ım ben nasıl bir sorumluluk aldım böyle" "Bir prensese nasıl pasta yapılır ki!"
Neyse ki asla pes etmeyen bir karikatürüm ;) Çok çalıştım hem de çok. Daha iyileri elbet her zaman olur. Ama ben, benim en iyimi yaptım. O güzel şeker kokulu gülleri hazırladım. Son ana, hatta o an bittiğinde bile tek düşüncem; "Müge ve Koray'ın hayallerine layık mıydı." 
Bunu ancak nişan merasiminden sonra öğrenebilirdim. Hayalleri gerçek olmuş muydu?
O istedikleri pasta olmuş muydu? 


Günlerden sonra pasta bittiğinde yeni bir yıla da girmiştik. Yeni yılın ilk günü Müge'ciğim, annesi ile pastayı almaya geldi. Yorgunluğu vardı evet ama ben yine de onu enerji dolu gördüm. Heyecanını biraz bastırmaya çalışıyordu. Elinde harika ayna tepsi ile gelmişti. onu pastaya taban olarak hazırladık. Sanırım bu son rötuş ile pasta istediğine çok benzedi. Yine de pastayı bir gün muhafaza etmek onunla beraber beni de çok endişelendi. 
Müge gittikten bir gün boyunca pastanın ve nişan kutlamalarının başına bir şey gelmemesi için dua ettim. Dedim ya Koray ve Müge ile birlikte bütün nişan heyecanını ve endişesini yaşadım. Ve en son nişan bittiğinde Müge'nin gönderdiği mutluluk resmi ile içim huzur doldu ;).

Ömür boyu mutluluk resimleriniz tükenmesin güzel dostlarım.