Canım kardeşim, bir tanem...
Sanırım en uzun paylaşım sırası bekleyen güzellikler bunlar oldu. Ekim oldu ben daha paylaşamadım duygularımı. Bir türlü elim bilgisayara gitmedi. Sen de yoğunluktan, ben diyeyim ne yazacağımı bilememekten. Tıkandı bütün kanallar, konu yazıya gelince. Karalekebek'ime kurabiye ve pasta hazırlarken ne de güzel akmıştı bütün ilhamlar :) Duygularımla şekillendirdim onları. Kardeşimi hissederek. Güçlü, sert görüntüsü yanında ince bir kelebek o... Benim hazırladığım kurabiyeler gibi çabuk kırılabilecek ama dostluğu nefis olan.
Belki yazamayışımın bir nedeni de sendin. Karakelebek'im, sen hep güzel yazdın, güzel konuştun ya ben korktum sana yazmaya. Ben hep resim yaptım, heykel yaptım. İşte yine en iyi yaptığım işle sana anlattım duygumu. Ama kelimeler dökülmedi kalemimden. Bekledim, yoğunluğun arkasına sığındım bir gün belki bir gün yazacak kadar yaratıcı olduğumda yazarım diye. Yaratıcı mı bilemem ama seni çok seviyorum. Büyüdükçe, birbirimizi hissettikçe daha çok seviyorum seni. Çoğu kez baş belası gördüm seni abla olduğum için ama artık abla değilim sana. Yaşıtız, biriz...
Bu ay ne kadar zor geçti bana en yakından sen ve ufak kardeşim Merve biliyor. Yanımda olamadın ama en yakında olanlardan bile daha çok tuttun kaldırdın beni çöküşten. Bütün o güzel kelebeklerin yanımdaydı.
Aynen doğum gününde yanında olamasam da bütün gücüm ile orada olduğum gibi. artık şehirler daha yakın duygular daha derin. İyi ki büyüdük canım kardeşim. Hayat zor ama biz bir olunca yüzlerce kelebek uçuyor havalara.
İyi ki doğdun can kardeşim, karnımın yarısı...
Not: Bu doğum gününü unutma, kocan çok uğraştı bu sürprizlere ::D
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder