31 Aralık 2014 Çarşamba

Kardan Adam Kurabiyeleri


Bu yılın ilk karı yıl başından bir gün önce düştü. Yeni yıl kutlamalarını kar ile yapmak, niye bilmiyorum ama herkesin içinde güzel duygular uyandırıyor. Tatil, sıcak ev, aile eğlence zaten anlık da olsa mutluluk veriyor. Buna bir de kristal gibi görüntüsü ile kar, sihirli bir duygu uyandırıyor olsa gerek.


Bu yıl ilk kez hiç bir plan yapmadan yılbaşı kutluyorum. Her yıl o kadar özenerek hazırlıklar yapar ve illa bir (ya da onlarca) arkadaşımı bana çağırırdım. Bu yıl çevremde ki herkes ailesi ile kutlamaya karar verdi. Ben de ilk kez çekirdek ailemle evimde olmak istedim. Sanırım son zamanlarda çevremizde ki sevgisizlik ve merhametsiz ortamların artması bizi ailemize bağlar oldu. Bir tek annem olsun bana bir şey olmaz der gibiyiz. Tabi ki bunu kimse direk söylemiyor ama insanların seni gerçekten sevdiğine (karşılıksız, sorgusuz, sualsiz) inandığın insanlarla olmayı tercih eder olduk. 
Belki, her birimiz anne olmaya başladığından beri karşılıksız ve zararsız sevginin kimlerden geleceğini anlamış olduk. 
Yani ben ve çevrem için sevgi dolu bir yeni yıl oldu. 


Bu sevgiye, kendini anlık da olsa gösteren kar sevinci de eklenmiş oldu. Gerçi sevinci çok uzun sürmeden kayboldu. Ama yıllardır yeni yılda uçuşan ilk kar taneleri olması bile benim için yetti. 
Eskisi gibi güzel kardan adamlar yapacak kar toplayamadım. Ama kızıma söz verdiğim kardan adamı kurabiyelere kondurdum. Onun yeni yıl partisini kardan adamsız geçirmesini istemedim;)


Bunlarda minik pastacının yeni yıl kurabiyeleri... O her yerde ağaç görmek istiyor;)

20 Aralık 2014 Cumartesi

Dalmaçyalı Maket Pasta



Biri bana pastasına süs yapabilir miyim diye sorduğunda mutlu mutlu evet derim. Çünkü bu işin en sevdiğim kısmı bu pasta figürleri oluyor. Üstelik anında kafamda hayali canlanıyor. 


Dalmaçyalı  figürlerinde de durum bu oldu. Duyduğumda kafamda canlanan manzaraya ulaşana kadar kaç kere bozup tekrar yaptım anlatamam. Yani biraz takıntı bile diyebilirsiniz ama o istediğim duruş olmalıydı. Gerçekten çok çalıştım. Ama sonunda içime sindi. Hatta anne dalmaçyalıyı ilk yapmıştım ve duruşu ile onu tek başına bırakmayı bile düşündüm. Tek elinin havada duruşu ve dikliği ile bana çok asil gelmişti. Çevresini bozmak istemedim. 
Ama sonra yavruları da istendiği için onları da eklemeye karar verdim. Gerçi iyi ki eklemişim çünkü o şaşkın bakışlı yavrular annelerinin çevresinde harika durdular. Tek başına duran asil dalmaçyalı anne yine asildi ama bu sefer çocuklarının gururu da gözlerindeydi. ;)




Gerçi ben dayanamayıp tek başına duran dalmaçyalı annemi paylaşayım dedim. Bu halini fotoğraflamadan geçemezdim. Aslında bu figürlerin en kötü yanı, onlardan ayrılıyor olmam :( 
Neyse ki birilerini mutlu etmek üzere ayrılıyorum. Bu beni teselli için çok iyi bir neden :)
Görüşmek üzere...



29 Kasım 2014 Cumartesi

Aslan Ali Emre'in Pastası


Vahşi bir ormana veya safariye gitsek bütün bu hayvanlardan oldukça korkarız. Her biri inanılmaz heybetli olan ve doğa harikası bu hayvanlar, aslında bir o kadar tehlikeliler. Ama iş onları çocukların hayal dünyasına indirgeyince sevimli dostlar oluyorlar. Hiç bir yapay karakter, hayvan figürleri kadar şirin olamıyor. Bir filin bebek gibi oturuşu ve her birinin şaşkın bakışları, tek başlarına pastayı güzelleştiriyor. Her çocuğun odasını süslediği gibi..
Bu sevimli dostlar, bu sefer de Ali Emre için pastaya oturuyor.


Semiha, bana ulaştığında (ki telefonum değiştiği için oldukça zor ulaştı. ) Ali Emre için mavi olmayan bir pasta düşündüğünü söyledi :). Erkek çocuğu olduğundan maviyi bıkacak kadar kullanmış olmalılar. O yüzden pastasının bambaşka olmasında son derece kararlıydı. Mavi değil, renk rengarenk olsun,  hayvanlar olsun istiyordu. Eee ilk yaş günleri özeldir. Özel bir pasta olması çocuk için hatırlanmayacak bir anı olsa da aile için ilk göz ağrısıdır. Kendi hazırlıklarımı hatırlayınca Semiha'nın ne kadar özendiğini anlayabiliyorum. 


Gerçi bu harika konu, zaten pastayı güzelleştirecek en güzel şey. Her bir hayvan figürü resmen can verdi pastaya. Gerçekten farklı ve güzel bir sonuç oldu. Çok çok eğlenerek ve mutlu olarak bitirdim pastayı. Hatta kızım bir çok pastama çok büyük tepkiler vermese de buna " Waaay anne bu pasta harika olmuş" bile dedi :D Bütün çocukları mutlu eden tehlikeli bir o kadar da sevimli hayvancıklara teşekkür ederim ;)

Oturan sevimli fil ve endamlı zürafa ;)

Şaşkın zebra, haylaz maymun...
Su aygırını unutmamalıyım. Su ve su aygırı sahnesi, kafamda günlerce vardı. 
Unutmamak için sürekli hayal edip durdum ;)


Aslan kostümlü Ali Emre benim hazırladığım en iyi karakter figürü oldu diyebilirim. Çok sevdim onu. Zaten Ali Emre, kendisi de çok şirin bakışlı bir bebekti. Sonuç olarak Semiha'nın da sevdiği bir pasta olması, beni ayrıca çok memnun etti ;).



Ve vazgeçilmez hayvan kurabiyeleri... Bu konuya uygun olmayacak da ne olacak! Her yaptığım da ayrı keyif aldığım kurabiyeler... 


İyi ki doğdun Ali Emre...

15 Kasım 2014 Cumartesi

Kaptan Ufukta Yaklaşıyor_Doğum Günü Pastası


Kum ıslak. Dalgalar bütün gün vurmuş sahile. Hani o dalgalar gibi vursan ya kıyıya!
Bekliyorum yine gözlerim ufukta, elimde bir kağıttan gemi... Atlayıp kağıttan gemiye gelesim var yanına. Olur muyum Halime Kaptan gibi, Çaresiz dalgalar gibi vurur muyum, bulur muyum seni!...

Biraz hüzünlü bir başlangıç oldu biliyorum. Ama bu pasta bana esprisinin yanında çok romantik ve anlamlı geliyor. Kumsalda eşini bekleyen, minik kağıttan bir gemi ile minik dalgalarla oynayan bir kadın bir o kadar şiirsel oluyor ;)


Bunun yanında, Kaptan'ın ufukta görünmesi, temsili olarak bir kağıttan gemi içinde büyük dalgalarla oynaması, çok eğlenceli görüldüğü kadar onun sevdiği ile kavuşmasını da gizliyor.


Aslında arkadaşım İnci bana bu konuyu söylediğinde zaman çok kısıtlıydı. Arkadaşları Erdinç Kaptan, eşi Zeynep için sürpriz doğum günü pastası istiyordu. Böyle bir pastayı nasıl yetiştireceğimi bilemiyordum. Ve öncesinde hazırlamak için söz veremedim. Henüz işten ayrılma işlemlerimi tam tamına yapamamıştım. Hala bir iki gün gitmem gerekiyordu. Fakat konu beni kendine kendine çekmeye başladı. Kafamda şu kağıttan gemi hayalleri geçtikçe ben Kaptan'ı gemi içinde görmek için sabırsızlanmaya başladım. Ve İnci'yi arayıp Zeynep için pastayı hazırlamaya başlayacağımı söyledim. Gece uykusuz bile kalsam o pastayı yapacaktım ;) 


Aslında öylede oldu. Pastayı gece gece çalıştım. Spot ışıkların altında çalışmak da ayrı bir dinginlik veriyor bana. Hiç ses ve kimsecik yok. Sadece ben ve şekerden modellerim... Yaptığım modellerin ışık ve gölgeler altında ki görüntüleri, beni pastada bitmiş hallerinden daha çok keyiflendiriyor. Hııım en zorlandığım da pastanın kekini yapmak oluyor bundan sonra. Yani birileri bana kek, pasta katları hazırlasa ona yüzlerce bacak kol figürü hazırlayabilirim :D Hem de gece gece bile çalışırım ;)



İşte olur mu, olmaz mı diye düşüne durayım; bir yandan da bakmışım pasta hazır. Minik ama çok ifadeli. Zeynep için eşinden harika bir sürpriz. Umarım sevgileri her zaman bu kadar değerli olur. Böylesine dalgalara alışkın olduğundan da çook güçlü olur. İyi ki doğdun Zeynep! 

7 Kasım 2014 Cuma

Angry Birds_Star Wars Pastası


Uzun zamandan sonra merhaba.
Nasıl başlasam bilemedim bu pasta 3 günde hazırlandı ama bir ayda paylaşılamadı :D Şu kariyer ve anne olma işleri beni yoruyor. Gerçi kariyer dediğim şeyi şu aralar elimin tersi ile ittirmiş durumdayım. Yani bu aralar işsizim :S Sonuçta bu yüzden de blog paylaşımlarına vakit bulamıyorum. Evde otur otur pek keyifli geldi :). Bilgisayar başına geçmek zor oluyor. Hoş bilgisayarım da ben başına geçmeyeyim diye oldukça azimli sorunlar çıkarıyor. Sanırım kariyerim gibi onu da bir kenara kaldıracağım.


Gelelim pastaya!...
Benim için inanılmaz eğlenceli bir pasta oldu. Nasıl yetenekli olursanız olun, modelleriniz süper olmasa bile tipler harika. Ben bu pasta sayesinde Angry Birds oyunlarının bir sürü tiplemesi olduğunu öğrendim. Ve Star Wars karakterleri gerçekten inanılmaz güzeller. Daha çoook karakteri var. Ama pasta 3 günde ancak bu kadar karakteri barındırabildi :) 
Diğerlerini daha sonra kendime bile yapabilirim :D


Pastadan anlaşıldığı gibi bu bir erkek ve bir kız için yapılmış bir pasta. Bu arada çocuklar, kardeş, ikiz bile değiller. Yıllardır yaş günlerini beraber kutlayan iki minik arkadaş. İlk okula gidiyorlar. İki farklı cinsi bir pastada buluşturmak gerekirse aklıma gelen en iyi fikir bu oldu. Sonuçta bu gezegenler savaşını anlatıyor. Pastada parça parça her şey olabilir. En sevdiğim tasarım şekli zaten böylesi. Sınırsız özgürlük :D:D
İki farklı cinsin temsil ettiği iki kule; ne derseniz deyin bu pastayı asıl özelliğine kavuşturuyor. Kızların ekibi ve erkeklerin ekibi. Kız gezegeni ve erkek gezegeni... Hııım! Bir de uzay boşluğunda ki bir iki bağımsız iyi & kötü karakterler... Normalde iki pasta bile denebilir. Ama onları işte bu uzay boşluğu birleştiriyor. 


Tasarlaması ve hazırlaması çok keyifli bir pasta oldu. Arkadaşım Ayfer aradığında çaresiz gibiydi. Anlaştığı kutlama yeri son anda sorun çıkarmış ve 3 gün kala pastasız kalmışlar. Valla arkadaşımı kıramadım gece gündüz bitirdim pastasını. İyi ki de yapmışım çünkü en eğlendiğim çalışmalardan biri oldu.
Bir çoğunu gerçek Star Wars ile eşleştirmeye çalıştım. Umarım doğru yaptım :) 

Çok kızgın bir o kadar da savaşçılar. 
Başta Angry Princess (Leia Organa) & Red (Luke) Skywalker, 

Chewbecca & Darth Vader :) En sevdiğim...


Han solo :)

Qui-Gon Jinn

Gecelerce devam eden karakterler.. C-3PO, R2-D2 robotları..

Gece biten işlerin ışığı ;)

Bunlarda Grand Tarkin ve mürettebat askeri...

Yukarıda ki resim, küçük bir çocuğun yanında Angry Birds ile oynamanın sonucu. Oyalanması için verdiğim şeker hamurları neredeyse benim hazırladığımdan daha hızlı bir şekilde bu hale geldi. Artık ikisi arasında ki farkı bulun demek istemiyorum :D Bütün karakterleri yapmak istedi. Zor ikna ettim. Ama iyi ki yapmış. Evimizde bizimle kalan Angry Birds karakterlerimiz de oldu.

İyi ki doğdun EGE ve NİL...

30 Ekim 2014 Perşembe

Elsa Karlar Ülkesi Modelleme


Bu yazıyı yazmak için haftalarca bekledim. Resimler hazır, ben sonuçtan memnunum ama sadece yazı yazmak için vaktim yok. Hayatımda ufak tefek değişiklikler oluyor ve o değişiklikler olurken bilgisayarımın da beni terk etmesi gibi bir sürü ayrılıklar da yaşıyorum. Tabi ki klavyelere muhtaç bu yazı bir türlü vücut bulmuyor. 
Neyse bir iki ufak internet sorunundan da sonra yazıyorum. Ama içimden tekrarladığım onca şeyi de unutmuş gibiyim. Kim bilir neler yazacaktım ilk hızla :D 
Lafı dolandırarak söylediğim şey evet bir ilk daha :DDDD
Sevgili Karlar Ülkesinin kar kraliçesi Elsa ve geyik Sven sadece şekerden model olarak hazırlandı.
Pastası Göknur arkadaşımın becerisi. Yani ben en sevdiğim model kısmını hazırladım :D
Ne yalan söyleyeyim bu şekilde imza atmak harika bir şey.


Pastanın son halini mesaj olarak görebildim. Yan yana olmadan, ortak bir iş yapmak harika oldu. Sonucun bu kadar iyi olabileceğini düşünmüyordum. Bu ekip iyi iş çıkardı. Uzun zaman önce Göknur'un heyecanı ile planladık ama hiç bir araya gelemedik. Ayrıca öyle çok uzak oturmuyoruz, komşuyuz :D
Sadece iş güç derken vakit daraldı ve ben modeli yapmaya başladım. Telefonla konuşa konuşa bir noktaya vardık. Bu arada benim modeller o kadar özendiğim için midir nedir 3 kere çöktü bozuldu. Elsa'nın vücudunu 3 sefer yapmak zorunda kaldım. Belki de Göknur'un heyecanı uzaktan bile modellere yetişmiştir. Yine de son gece devrilmeyen ayakta duran bir Elsa hazırlamak harika oldu. 
Hatta bayağı taş gibi oldu ;) 


Ve tabi ki Sven, ahhh o gerçekten harika bir geyik karakteri. Kesinlikle pastada olması gereken müthiş bir surat. Biraz da şaşkın yorgun olunca gerçekten sonucu başarılı oluyor. Fotoğrafta gören herkesin ilk harika tepkisini Sven kapıyor. Elsa gölgede kaldı diyebilirim. Pastanın üstünde Elsa olmasına rağmen Sven alt tarafta şaşkın gözleri ile odak noktası oluyor. 


Çok mutlu olduğum, zaten yapmayı istediğim modellerden biriydi Karlar Ülkesi. Acaba yapsam Elsa'ya benze mi diye düşünüyordum. Kesinlikle daha çok benzeyebilirdi ama ilk denemeye göre memnun olduğumu söyleyebilirim. Özellikle her parçası ile ayrı ayrı detaya indim. Benim için de bir kademe deneyim oldu. 



Karlar Ülkesinin kar kraliçesi ELSA

23 Ekim 2014 Perşembe

Ali'nin 3. yaş gününe Dinazor Treni gelmiş!


Eliz'cim Ali'nin pastasını hazırlarken bu burukluk henüz içimde yoktu. Pastayı blog sayfama taşırken içim biraz hüzünlendi. Yıllarca iş yerinde beraber güzel günler geçirdik. Ve sabah bütün kaprisim ile arada derede konuştuğum tek arkadaşımdın. Evet çok arkadaşım var ama her gün yanımda olan tek kişisin. İşimiz, bizi evlerimizde eşlerimizden bile daha fazla beraber kılıyor. Çocuklarımız bizi bütünüyle ortak nokta yapıyor. Öyle ki rüyamda sana mesajlar gönderir oldum :D 
İnan bana seni çok özleyeceğim. İşten ayrılmamayı düşündüğüm tek şey senin ve ofisteki bir iki arkadaşın arkadaşlığı. Çok çok özel ve aile gibi. Biliyorum bu pasta çok özel bir gün içindi. Yazılarımla biraz hüzün kattım. 
Aslında bu pasta harika bir günde kesildi. Doğdu doğacak dediğimiz oğlun Ali için ilk büyük doğum günü kutlaması ve gerçekten büyüdü bir çocuk oldu. İlk anaokulu yılı ve ona özel olan ilk pasta... Heyecanlı, özel bir gün... Bütün heyecanını benim de paylaştığım bir pasta...


Ali inanılmaz sevimli, güzel, hareketli, meraklı bir çocuk. Okula bu yıl başladı ve her aşamasını annesinden dinledim. Bir hafta zor bıraktı annesini, okula gitmek istemedi. Okula alışmasının en büyük katkısı, okulda bulduğu bir dinazor oyuncağıydı. Dinazor ile oynarken kendi gibi dinazor seven bir arkadaşı da oldu. 
Her sabah annesi "hadi oğlum bak dinazorun seni bekliyor diyerek okula götürdü". Ve artık okula kendi isteyerek gitmeye başladı. Bunları bu kadar net nasıl mı biliyorum? Dedim ya bütün gün beraber olduğun insanların hayatları kendi hayatın kadar yakın oluyor.


Gerçi Eliz, ilk büyük doğum günü kutlaması olmasından dolayı çok heyecanlıydı. Daha Temmuz ayında nasıl pasta yapsak diye pastalar araştırıyordu. Tren ve dinazorları seven oğluna ne yapacağına karar veremiyordu. Bir gün trenli olsun diyor; öbür gün yok yok dinazorlu olsun diyordu. Benim aklımda ise aylardan beri Dinazor Treni vardı. Çocukların (benim kızımında) sevdiği bir çizgifilm Dinazor Treni. Hem tren hem dinazor sevenlere daha ne olabilir ki! 
Tabi ki tam olarak düşüncemi söylemedim. "Yaparız bir şey arkadaşım sen merak etme" dedim sadece :D
Aylar öncesinden heyecanlanan gün gelip çattı. Hani aylar var diyoruz ama zamanda çabuk geçiyor galiba. Pasta konusunda Eliz sonunda karar verdi. Baktı, Ali okula dinazor ile alışıyor. Dinazorlu olsun dedi. Çok anlamlı olurdu gerçekten. Tabi ki ben tren konusunu söylemedim. Eliz'de çıkacak sonucu merak etsin istedim. Ve çılgınca merak ettiğinden eminim. Ali'den daha heyecanlı bir anne. Ama ilk yaş günlerini sadece aile arasında kutlayarak dünyanın en mantıklı işini yapan bir anne. Benim gibi bir çok anne, ilk yaş gününe özenir. Ama çocuk hiç bir şey anlamaz anne yorgunluktan geberir. 3. yaş gününü de kutlayamaz hatta özenmez hale gelir. Özense de çocuk pasta arsızı olmuştur bile. :)
İşte bundan dolayı Ali pastanın ve kutlamamın ne olduğunu bilir yaşta bu partiye kavuştuğu için gözleri çılgınlar gibi mutlu bakıyordu. Her çocuk mutlu bakar belki, ama Ali'nin heyecanı ilkin verdiği ile kat ve kattı. 



Doğum gününde orada değildim ama gördüğüm resimlerde Ali'nin heyecan ve sabrını okumak için uzman falan olmak gerekmiyor. O minik elin, her resimde dinazora doğru uzanmasından, gözlerini afacan gibi açıp, gülümseyerek dik dik dinazora bakmasından ne yapmak istediğini anlıyorsunuz. Zaten resimlerin devamında, artık annesinin "Olum biraz bekle" sözlerine kulak asmayıp amacına ulaştığını ve dinazorun sadece ufak bir parçasının geriye kaldığını da görüyorsunuz. Resimler gerçekten çok mutluydu. Ve bu pastanın hakkını veren çocukların mutluluğuydu. 
En güzeli de "Ali'nin, bu kadar özel olan dinazorunu yanındaki arkadaşları ile paylaşması oldu. Bu davranış, her çocuğun yapabileceği bir davranış değildir. 
Her ne kadar saatlerce uğraştığım dinazor, hoop yarım saatte bitmiş olsa da emeğime değen bir gündü. Çünkü çocukların gözlerinde ki beğeni en saf, en takdir edilesi beğenidir. Ve onu sabırsızlıkla yemeleri ise beğenilerinin ispatıdır. 


İyi ki doğdun Ali...

22 Ekim 2014 Çarşamba

Eren Kavi'nin Kurabiyeleri_ Hoşgeldin Bebek


Ya sürekli teyze olmak ne güzel bir duygu... 
Bu yıl çok bereketli bir yıl oldu. Sevdiğim, çevremde ne kadar arkadaşım varsa teker teker hamileliklerini duydum. O kadar güzel bir duygu ki sanki benim evime gelen yeni bebek gibiler. Aslında genelde bana uzakta olacaklar :( belki de ayda bir göreceğim ama yine de var olmaları bile içimi sevgi ile dolduruyor. 


İşte bir tanesi daha geliyor. Bu günler, Eren Kavi'yi işaret ediyor. Nazlı, rahatına düşkün bir erkek :). Artık dünyaya gelmesi için annesinin her gün kilometrelerce yol yürümesine neden olan mis kokulu... Gerçekten iki haftadır her gün telefona sarılıp "çabuk doğumda olduğunu söyle" diye arıyorum arkadaşımı. Berrak inanılmaz sabır ve özveri sergiliyor. Anneliğin daha doğum yapmadan bile kadınlara yerleşmesinin ispatı gibi... Oğlu için en iyi nasıl olacaksa onun için sabırla bekliyor. 
Oğlu ile beraber yeni bir fedakar anne dünya geliyor ;)


Bu kurabiyeleri hazırlarken çok sevdiğimi söylemeliyim. Aslında her birini hazırlamak bana mutluluk veriyor o ayrı bir konu. Her yaptığım kurabiyeleri kişi ile özleştirmek istiyorum. Ve bu sefer kurabiyeler bana tam da Eren Kavi'yi anlatıyor. Hafif ve tek renk tonları ile anne karnında olmaktan huzur duyan bir bebeği anımsatıyor. Tabi ki biraz da olaya espri katarsak, rahatına düşkün bir Paşa izlenimi de veriyor bu bekleyiş. O yüzden bebek kıyafetinde ki şık detaylarda bize bir Paşa geliyor mesajı veriyor ;) Dediğim gibi hem huzurlu hem esprili bu anımsama beni çok eğlendirdi. 
Berrak arkadaşımın da beğendiğini biliyorum. Bana telefonda verdiği tepki gerçekten beğendiğini hissettirdi. 

Şu an mutluyum ve Kavi'nin gelmesi ile bu güzel kurabiyeleri paylaşıyorum ;) 
Her aldığım doğum haberinde mutluluktan her şeyi unutuyorum. Kurabiyeler geçici bir heves belki ama bu yeni nefesler bizim dünyamız. Her biri yeni dünya için umut işareti. En az bu tatlı uğraşlar kadar güzel ve tatlı ömürleri olsun. Çevreleri de kendileri kadar masum, tatlı paylaşımlarla dolsun. Dedim ya her yeni bebek yeni bir umut doğru insanlık için. Aileleri gibi güzel insanlar oldukları sürece dünya da güzel olacaktır. 



Hoş geldin Eren Kavi. Seni seviyoruz.