Molly ile ilk gün
Anlatılmaz yaşanır diye bir giriş yapasım var. Çok arabesk olacağım biliyorum ama insanın içinden ara sıra bu şekilde duygular geçiyor. Hafızamda bir bir yer etmesine rağmen neresinden başlayıp anlatacağını bilemediğim bir hatıra. O yüzden öyle karman çorman bir şekilde bahsedeceğim :D
İlk gün heyecanla uzak yollardan kurs yerine ulaştım. Karşımda harika enerjisi ve ona hayran olan pastacı kursiyerler :) Molly gerçekten enerjisi yüksek biri. Oraya, yaptığı modellerin hayranlığı ile gidip kendisine de hayran kalmamak mümkün değil. Kendine güveni, çalışırken ki rahatlığı ve bu işe sevgisi gerçekten belli oluyordu. İstanbul'dan önce de dünyanın başka ülkelerinden gelmiş o kadar öğrenci ile tanışmasına rağmen hala bizlerle bire bir ilgilendi. Bu enerji ve sevgi gerektirir. Bir derste yaptığı kol, bacak sayısı benim için işten bunalma derecesi olabilir :D Molly ise bıkmadan usanmadan (biz kollar ve bacaklarla boğuşurken) kıyamayıp çekilin kenara dercesine bizlerin modellerine tek tek el atmış bulunuyor :S
Sadece model yapımı değil pastaya bakış açışı, bunun sanat yapmakla eş değer oluşunu bir kere daha pekiştirdi. Evet tam da istediğim tarz. Pastacı değil sanatçı olmak. Model yapmak bir yere kadar hepsi yetenek v.s. Ama bunu hangi ruh hali ve yöntem ile yapacağını görmek kursun değerini tamamen arttırdı. Anlattıkları Türklere biraz farklı gelebilir ama eğer pasta ile gösteri yapılacaksa sanat olarak bakmak gerekir. Sadece pastanın üzerine koyulan bir süs demek bu işi çok basitleştiriyor. Süs olarak bakıldığında pastanın iç çeşidi ve damak zevki ön plana çıkmaya başlıyor. İşte bu nokta pasta sanatından uzak lezzet aşçılığına gidiyor. Aşçı ya da pasta şefi olmadığım için pasta konusunda iddia etmem komik olurdu. Ben pasta sanatı yapmak istiyorum. Sürekli kafamda olan duygu ve düşüncelerdi. Pastahanelerde ki pasta çeşitleri ile kıyas yapıldığında hiçbir zaman anlamamışımdır. Yılların ustalarının deneyim ve tariflerinden daha nasıl lezzetli yaparım ki. Öyle iki süs yapmakla olur mu ki? Olmaz diyordu bir ses ve sanatı mutfaktan ayırmak gerekiyordu. Beni isteyenler lezzet çeşidi değil sanat çeşidi aramalıydı. Yaptığım pasta lezzetli aslında ama bir veya iki çeşit olabiliyor. Çünkü odaklandığım tamamen modelleri ve tasarımı oluyor.
Bu düşünceler en başından beri ben de var. Ama çevrede pasta lezzetleri konusunda çılgın bir rekabet var. Bu yüzden sanki pastaya odaklanmam gerekiyormuş gibi susuyordum. Ama bu gün Molly de pastacı değil pasta sanatçısı olduğunu vurguladı. Neredeyse pasta hiç yapmadığından bahsetti. Günün en heveslendirici edici bilgileri bu oldu :D Henüz bizde ki kavramı pasta süsü olmaktan öte gitmese de biraz umutlandım gün sonunda. Ben kendimi pasta ustası değil pasta sanatçısı olarak görmek istiyorum.
Neyse biraz da yaptığımız harika modelden bahsedip günü sonlandıracağım. Sonuç olarak ilk günün meyvesi hamile bayanımız ortaya çıktı. Tabi ki de o sihirli parmakların her birimizin modeline ufak dokunuşları bile yetti. Sonunda hepsi farklı tipte ama çok şirin oldular.
Gelelim bana, hayranlığın şaşkınlığı, yorucu yoğun günün yorgunluğu ile yola çıkarken dehşet bir trafik ile ele akşam 10.30 da vardım. O kadar rüya bir günden sonra "İstanbul senden nefret ediyoruuuuum" diye bağıra bağıra araba kullanarak evdeydim. Gider gitmez de koltukta uyuyakaldım.
Molly ile ikinci gün
Aslında kurs 3 günde olabilirdi. Ben iki gün arasında olanı almadım. Evdekilerle de ilgilenmem gerekiyordu. O yüzden bir gün ara ile diğer kursa gitmeyi tercih ettim. 3 gün devam eden arkadaşlar artık iyice alışmış görünüyorlardı. Bana bile ikinci gün daha kolay geçti. Tek talihsizliğim fazlaca sıcaktı ve bu sefer ki şeker hamuru bir türlü kurumadı. Çöktü de çöktü. O şirin hayran olduğum bebek modelim yaşlandı. Bir saatte sarktı, buruş buruş oldu. Benjamin Buton oldu :S
Gerçek modeli bakmaya kıyamadığınız kadar güzel bir model. Aslında Molly'nin elinden çıkan model bu kursu sabırsızlıkla beklememin nedeni, o şirin erkek bebeği o kadar harika ki!
Zaten onun kadar şirin yapamamanın yanında bir de modelim eriyince çok üzüldüm. Erimesini engelleyemedim. Eve geldiğimde yanakları ile omuzları bir yerdeydi :(:((
Hani insan en çok istediğini zor elde edermiş ya. Benimde en heveslendiğim model tamamen bozuldu. Ben yine de acaba olaya şu yönden mi bakmalıyım diyorum?? " Bu modeli bir kez daha yapmak ve denemek için bana bir fırsat çıktı :D"
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder