28 Şubat 2015 Cumartesi

Ata'nın Diş Pastası


Ata'nın dişi çıktı. 
Doğdu, doğacak, büyüyecek, emekleyecek derken dişi de çıktı tatlı kuzumun. Geçen yazın doğumu için harıl harıl hazırlık yapmıştım. Hatta hatırlıyor olabilirsiniz, Ata bebeğin kurabiyeleri olarak. Zaman ne kadar çabuk geçiyor. Şimdi o mis kokulu bebek artık çok çok yakışıklı ve güler yüzlü bir bebek oldu. Kahkahaları o güzel gözlerinde büyüyor... Kendini çok özletiyor. 


Canım arkadaşım bu özel dişlere minik bir kutlama hazırlamaya vakit bulabilir miyim diye düşünürken harika işler başardı. Kurabiyelerini ve evin bütün süslerini kendi hazırladı. Ne yalan söyleyeyim o kadar pasta işleri ile haşır neşirim ama kendi kızıma hiç kutlama mekanı hazırlamadım :D Kesinlikle üşengeçlik yapacağım bir durum :S . Ben pasta ve kurabiyeleri olduğum yerde tasarlamaya devam ederim.:D 
Aslında Özlem pastayı da yapmayı düşünüyordu ama ben de miniğime bir şeyler hazırlamak istedim. En iyi yaptığım işi yaparak ona pasta yaptım :D:D Çok da içime sindi. Çünkü aynı Ata gibi kahkahalarla gülen sarı bir diş pastası oldu. Özlem'in ısrarları üzerine basit bir şeyler düşünmeye çalıştım. Çünkü uğraşma diye diye başımın etini yedi diyebilirim :D:D...Çok zorlu bir pasta olmasa da bana etkili gibi geldi.  Canlı canlı gülen bir diş ve sarı saçlar...


Özlem bana tembih etmesine rağmen kendi inanılmaz özenli uğraşmış bütün diğer her şey ile. İkramlıklar, süsler çok güzel olmuş. Tabi ki profesyonel bir yardım almadan bunları yapmak anne sevgisi ister :D:D " Çocuğum için en iyisi..." 
O gün her şey güzeldi. Ata bu kutlamadan henüz birşey anlamasa da resimlerde gördüğü zaman ne kadar sevildiğini anlayacaktır. Tatlı dişli, güler yüzlü kuzucuğum!... 
Bütün dişlerin sağlıklı, inci gibi olsun...


24 Şubat 2015 Salı

Zeynep Bebek'in Kurabiyeleri


Aramıza katılan son üye minik Zeynep, tatlı mı tatlı minik mi minik... Üstelik grubun kızımdan sonra ki ikinci kızı ve kızım gibi balık bebeği :D

Her doğum, her güzel haber bizi çok büyük bir aile haline getiriyor. Yıllarca kızım, kalabalık arkadaş grubu arasında tek çocuktu. Bunun tadını iyi çıkardı ama arkadaşları biraz daha önce aramıza katılsaydı onun için tadına doyulmaz olacaktır. Neyse ki bu yıl bol bebekli olması beni ve kızımı çok çok mutlu etti. Henüz iç içe olamasak da seneye onları ortalıkta gezerken sevmek harika olacak. Benim ve minik prensesin takip etmesi gerekecek çok kardeş olacak.
Atlas, Deniz, Kavi ve şimdi de Zeynep bizim süt kokulu miniklerimiz.


Seneye kutlayacağımız sayısız yaş günü bizi bekliyor. Bunları en ilginç olanı da yıllarca Tamay ile Maral'ın beraber kutladığımız doğum günü olacak. Çünkü Maral ile aynı gün doğan minik Zeynep bu günü çok çok daha büyük hale getirdi ;) 
O kadar erkek bebişten sonra ikinci kızımız da Balık oldu ve Tamay ve Maral'la aynı günlere denk geldi. Benim için, Güzel tesadüflerle doğdu Zeynep. Esra hem adaşım, hem grubun ikinci kızının annesi hem de kızlarımızın doğum günleri arasında 2-3 gün var. Esra ile aramızda ki fark hala küçük ve büyük olarak kalacak. 


Bu yıl, gerçekten duygu dolu oldu benim için. Her bir bebeğin doğumuna tanık olmak, onları beklerken kurabiyeler, pastalar yapmak tarifsiz duygu. Anneleri ile beraber günlerini hesaplamak, her defasında teyze olmak bu yılı bana unutulmaz kıldı. Son minik Zeynep doğduğunda haberini okuyup, resmini gördüğümde ağladım. İnanılır gibi değil ama kendi doğumumda bile ağlamamıştım. Yaşlanmanın verdiği duygusallık mı yılın yoğun sevgi dolu geçmesi mi bilemiyorum ama sağlıkla gelmeleri mutluluk göz yaşları için yeterli oldu. 

İyi ki doğdun güzel Zeynep! Seni şimdiden çok çok seviyoruz.

15 Şubat 2015 Pazar

Kardeşime İş Hediyesi_ Cupcake


Canım, başımın belası...
Uzun zamandır odamı paylaşamadığım can. Yanımda olduğunda gırtlağına yapışacak kadar sinirlendiren, ama ertesi gün özleten kan. Okul aldı onu başka şehirlere... Evlendi, işe girdi kaldı oralarda. 
Gidememişim evlendiğinden beri yanına. Gerçekten en son onu ziyaret ettiğimde bir yıl geçmiş. Zaman nasıl geçmiş, ne yapmışız o günler arasında hiç mi hiç anlam veremedim. O hep benim yanımdaydı, evimdeydi. İstanbul'a geldiği için biz hiç gitmeyi düşünmemişiz. Ne zaman yardıma ihtiyacı var o zaman gitmişiz :( Yine bir ev işi, zor iş ile sonunda ziyaretine gittik. Hatta kızım bile fark etmiş " anne neden biz hep teyzeme eşya taşınmada geliyoruz" dedi. Keşke zamanı kontrol edebilsek de kendimizi içinde kaybetmesek....


Bu kadar uzun aradan sonra istediği iş hediyesini de götürmek bu güne kaldı..Uzun zamandır benden iş arkadaşları için kek istiyordu. Ama ha bugün gelirim ha yarın derken aylar geçmiş. Aklımda da uzun zamandan beri böyle bir tasarım yapmak geçiyordu. Minik haplar, kutular çok şirin olacak diye düşündüm. Gerçekten şeker hamuru ile oynarken minik haplar yapmak öyle eğlenceli ki...
İlaç modellerini bitirdiğimde hepsi bir arada iken görüntü harikaydı. Aklımdan plasebo etkisi yaratırlar mı diye geçirmedim değil. İlaç kolik teyzeler için çok tatlı bir etki olabilir :D Tabi ki şaka. İlaç hiç kimsenin ihtiyaç duymadığı bir şey olsun yeter...


Eh!... Sonunda ilaç gibi keklerimiz sunumda...
Kardeşim uzun zaman bekledi bu kekler için. Umuyorum beklediğine değdi.
Seni seviyorum can, kan...

8 Şubat 2015 Pazar

Ela 1 Yaşında_ Melek Pastası


Eski zamanlardan bir kardeş... Büyüdüğüm yılların, kapılarımızın sonuna kadar açık olduğu yılların hatırasını taşıyor Gökhan. Abla derken bile gerçekten ablası olduğumu düşündüren bir ses tonu ile konuşuyor her zaman. İşe bu sevgi dolu kardeşin kızı bir yaşına girdi bile. Zaman içindeyken geçmek bilmiyormuş gibi geliyor belki ama tutup yakalayamayacak kadar önden gidiyor aslında. 
Gökhan bana hep eski çocukluk anılarımı hatırlatıyor. Hatta büyüdüğüm sokaktan taşındıktan sonra çoğu kez görüşmemize rağmen aklımda kalan son anısı kına gecemden diyebilirim. Eşimden koparmaya çalıştıkları "müjde yastığı" parası, eşimin de aklında kalmış ki Gökhan'ı hatırlattığımda aklına gelenler hep o anlar oluyor:D 
Müjde yastığı, Trakya adetlerinden biridir. Kız annesi minik bir yastık işler. köyün gençlerine verir. Onlarda kınada bütün gece damada kaptırmamaya çalışırlar. Onunla halay çekerler, oynarlar... Küçük bir eski adet. Gece sonunda emeklerinin karşılığını da damattan çıkarmaya çalışırlar ve aralarında ufak bir pazarlık başlar. Benim eşim biraz sıkı olduğundan o zamanın piyasasına göre oldukça uyguna almıştı müjde yastığını ama hala içine oturmuş şekilde bana lafını eder :D Ondan dolayı da Gökhan'ı anlatmaya çalışsam "hani o kınada benden para koparanlar mı der" Aslında bilse ki sokağımızın en anlayışlı gençlerinden Gökhan. Çünkü o yastığı çoook uyguna satmaları beni üzmemek ve strese sokmak içindi :D



Bu konunun pasta ile ilgisi ne diye düşünebilirsiniz. Ama ben pastayı yaparken eşimin kime diye sorması üzerine, Gökhan dediğimde verdiği tepki ister istemez beni bu anılara tekrar sürükledi. Neredeyse 10 yıl geçecek ama hafızasından o anılar silinmeyecek :D

Bu kadar yıllar üzerinden geçti ve bu kardeşimin de çok çok mu güzel bir kızı oldu. Gerçekten daha doğduğunda güzel bir kız olacağı belli bir bebek Ela. O kadar yıllar sonra bu tatlı bebeğin pastasını yapmaktan çok mutluluk duydum. Daha onlar aklındakini söylemeden de melek gibi bir kız yapalım dedim. Zaten istedikleri de böyle bir pastaydı. Sade, pembe tonlarında, melek bir Ela...





Güzel Ela'mız iyi ki doğdun. 

1 Şubat 2015 Pazar

Ozan ve Susam Sokağı Pastası


Gün güneşli, insanlar neşeli
sen de gel oyna susam sokağında
dostluk ve sevgi sarıyor her yeri
gel katıl bize, verelim el ele
sev dünyayı, açılır her kapı
işte susam sokağı...



Şimdi ki yetişkinlerin hemen hepsinin severek izlediği harika dizi Susam Sokağı (Susame Street). Yazıya, onun unutulmaz şarkı sözleri ile başlamamak olmazdı. Sevgiyi barındıran, sokak ve mahalle kavramlarının yaşandığı günleri anlatan eski dostlar bunlar. Yan kapıda ki teyze, fırıncı amca... Hepsi bizim büyüdüğümüz gerçekten neşeli günlerdeydi. Bu günlerde özellikle mevsim kış ve hava güneşli değil belki ama o günlerde karlar bile günlük güneşlik gibi sıcacıktı. Şimdi kapıların arkasında korku dolu günler yaşıyoruz. Belki de kar oynamaya çıkmak bile zor geliyor. Çünkü kapıdan çıktığınızda göreceğiniz ilk yer koridor, bahçe değil :) Zor bir hayat çocuklarımızı bekliyor. Pastalar, her şey sınırsız ve şatafatlı belki ama içinde sıcaklık olmayan bir insan seli arasında sıkışıp kalıyoruz. 
Yine de bir gün bu değerlerimizi tekrar hatırlayacağımızı diliyorum. Belli olmaz belki çocuklarımız sevgiyi tekrar baş tacı yaparlar. Ufak bir hatırlatma dahi olsa pasta bile sıcaklığını bana hissettirdi.


Arkadaşım oğlunun yaş günü pastası için bu harika konuyu istediğinde ilk tepkim kocaman bir gülümseme oldu. Aklıma gelen ilk arkadaş ise kurabiye canavarıydı. Sonra daha kimler kimler, neler neler olduğunu hatırladım. Aslında Berna oğlunu çok harika kitaplarla büyütüyor. Susam Sokağı'nın yeni versiyon çocuk kitapları olduğunu onun sayesinde öğrendim. Az da olsa oğluna bunları yaşatması çok çok güzel. Sayesinde kızıma izletip hatırlattığım güzel bir dizi oldu. Artık tam bir kurabiye canavarı oldu diyebilirim. Hatta kurabiyeyi ağzına almayan bir çocuk iken kurabiye yer oldu :D Bu kitaplar bütün çocukların kütüphanesinde olması gereken kitaplar.  
Bütün bölümleri bulup izleyebileceğim güzel dizi. Çok özlediğim günlerin hatırası pastanın üzerinde o kadar anlamlı ki. Her birini severek ve özlemle hazırladım. Sanki yaşıyormuş gibi pastanın üzerinde el sallayan sevgili dostlar oldular.
Teşekkür ederim Berna'cım bu güzel konu için ;)

Susam sokağının tatlı canavarı, biraz sinir bozucu ama çoook tatlı... 

Araya giren uzun yıllardan sonra unuttuğum ama hafızamı tazeleten Elmo...

İyi ki doğdun Ozan.