24 Ocak 2015 Cumartesi

Prenses Dora Pastası ve Şatosu...


Dora'yı tanımayan kız çocuğu neredeyse yoktur. Çizgi film izletmek konusunda elbette övücü olmayacağım ama Dora çizgi filmler arasında en öğretici olanı. İzletmekten kurtulamayan anneler için en azından Dora var :D
Ama tam anaokulu yaşlarında kızların yaşamayı atlamadığı bir kavram daha var. Barbie veya prenses... Kesinlikle başıma gelmez diye düşündüğüm halde okul ile beraber prenseslik duygusunu biz de yaşadık. Üstelik barbienin ne olduğunu bilmeden barbie hastası olduk. 
Bu yaş gurubu çocuklar birbirlerini taklit ederek kimlik kazanıyorlar. Sevdiği, sevmediği arkadaşları ile kızlar bunu sever bunu giyer diye birbirlerini ayırabiliyorlar. Sanırım cinsiyet kavramlarının oturduğu yaşlarda hepsinin başından geçiyor. Kızımın en sevdiği rengin mavi ve en sevdiği oyuncağın araba olması beni "barbicilik oyununu" oynamayacağım için mutlu etmişti. Ama bu döngüden kaçamadım ve artık o kadar da takılmıyorum. Bu onun kendi seçeceği kimlikler için alternatif kazanmasını sağlıyor. 


Aslında bu durumdan kızlarım diye bahsetmeliydim :). Çünkü süt kızım bir yıl geriden de gelse aynı zamanı ve durumları yaşıyor. Bu yıl Doğa'cığım da prenses barbie hayranlığına kapılmış. Ama henüz kafasında ufak tercih sorunu var. Yani geçiş döneminde :D Pastasının neyli olduğunu sorduğumda Dora ve prensesli olsun istedi. Tabi ki Dora'yı mı sevmeli yoksa prenses mi olmalı karar vermediği dönemde :D Ben bu duruma çok eğlendim ama pastaya da müdahale etmeden duramadım :D
Ufak bir hile ile pastanın konusunu netleştirdim;)
Doğa: Pastadaaa eee Dora olsun Dora ama bir de Prenses barbie olsun. Bir de kocaman eteği olsun.... (uzayan konu karasızlığı:D)
Süt anne: Doğa'cım bence Dora ve prenses aynı pastada çok sıkışırlar. Etekleri birbirine çarpar. Acaba onun yerine Dora'yı prenses yapsak nasıl olur? Güzel fikir değil mi?
Doğa: hıhıııııı evet, şey kocaman eteği olsun ama. 
Sonuçta konuya şekil verdim. Kafası biraz karıştı biliyorum ama konuda fena sayılmaz bence :D
Gerçi ben Zilan'a bunu söylediğimde Dora, bir bölümünde prenses oluyormuş. Yani prenses Dora varmış gerçekte. Bilmiyordum Dora kavramına biraz uzak gelmişti prenseslik ama sanırım senaristler kavram karmaşasında ki çocuklara hitap etmenin yolunu denemişler :D


Sonuçta uzun aylardan sonra konuyu netleştirip kuzucuğa pastasını hazırladım. Üstelik bu sefer maket pasta oldu. Uzun süreli vitrinlik ;) Pastayı ilk gördüğünde yeme dürtüsü oldukça fazlaydı ama daha sonra pastanın hep onda kalacağını duyunca bırakın yemeği çevredeki tehlike gördüğü çocuklardan bile korudu ;) 
Çok güzel ve kalabalık bir kutlama oldu. Tam prensesler ve prenslerle dolu bir gündü. Pasta için uzun zaman önce söz vermiştim. Bu günü iple çekiyordum. Prenses Dora; bu konuyu gerçekten sevdim;)


Güzel kızım nice güzel yaşlar diliyorum. Seviliyorsun.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder